Siz de böyle söyleyen insanlarla karşılaştınız mı? Peki, Kutsal Kitaptaki sözlerin anlamını bulmak için yine Kutsal Kitaba başvurabileceğinizi biliyor muydunuz? Bunu nasıl yapabilirsiniz? Eğer bir ifadenin ya da cümlenin anlamı önceki ve sonraki ayetlerden belli olmuyorsa, bunları aynı konuyu ele alan başka Kutsal Kitap ayetleriyle karşılaştırın. Böylece düşüncelerimizi biz değil, Kutsal Kitap şekillendirmiş olacak.

Şimdi Kutsal Kitabın ölülerin durumuyla ilgili ne söylediğine bakalım. Aşağıda Kutsal Kitabın farklı kısımlarından alıntılanan altı ayet var. Bu ayetlerin birbiriyle nasıl uyum içinde olduğuna dikkat edin.

• “Ölüler, sessizlik diyarına inenler, RAB’be övgüler sunmaz” (Mezmur 115:17). *

• “Önderlere, sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin. O son soluğunu verince toprağa döner, o gün tasarıları da biter” (Mezmur 146:3, 4).

• “Yaşayanlar öleceğini biliyor, ama ölüler hiçbir şey bilmiyor” (Vaiz 9:5).

• “Ölüler diyarı sana şükredemez, ölüm övgüler sunmaz sana. . . . . Diriler, yalnız diriler bugün benim yaptığım gibi sana şükreder” (İşaya 38:18, 19).

• “Ölecek olan, günah işleyen candır” (Hezekiel 18:4).

• İsa Mesih, dostu Lazar öldükten kısa bir süre sonra şöyle söyledi: “Dostumuz Lazar uyudu . . . . Onu uyandırmaya gidiyorum.” Öğrenciler ise, “Uyuduysa iyileşecektir” dediler. “Bunun üzerine İsa açıkça, ‘Lazar öldü’ dedi” (Yuhanna 11:11-14).

Bu ayetlerin arasındaki uyumu fark ediyor musunuz? Yaygın inançların aksine Kutsal Kitap ölülerin gerçekten de ölü olduğunu öğretir. Onlar, gökte ya da başka bir yerde yaşamıyorlar; ölüler hiçbir şeyin bilincinde değildir ve derin bir uykuda gibidir. Bu nedenle onlar Tanrı’yı yüceltmek bir yana, düşünemezler bile! *

Asıl nokta şudur: Kutsal Kitabı konu konu incelediğimizde temel öğretileri açıklık kazanır. Elbette, Yehova’nın Şahitlerinin kullandığı bu yöntem çaba gerektirir (Özdeyişler 2:1-5). Ancak bu durum değerli olan her şey için geçerlidir.